İtirazın İptali Davası
ATAY HUKUK BÜROSU
İtirazın İptali Davası
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI (İİK m.67)
A)Genel Bilgi
İtirazın iptali davası, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine süresi içinde itiraz etmemiş olması halinde açılır. Borçluya ödeme emri gönderilmeden veya ödeme emrine itiraz edilmeden önce, itirazın iptali davası açılamaz.
Borçlunun ödeme emrine hiç itiraz etmemiş veya süresinden önce itiraz etmiş olması halinde icra takibi kesinleşeceğinden, alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu halde, itirazın iptali davası, dava şartı (HMK m.114/1-h) yokluğu nedeniyle, usulden reddedilir (HMK m.115/2,c.1).
İİK m,68-68/a'daki yazılı belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı, itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için, yalnız itirazın iptali davası yoluna başvurabilir; icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez.
Alacağı m.68-68/a'daki yazılı belgelerden birine bağlı olan alacaklı, itirazın iptali için mahkemede dava açmak (m.67) veya itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmak (m.68-68/a) hususunda bir seçim hakkına sahiptir.
Bu seçim hakkını kullanarak, itirazın iptali için mahkemede dava açmış olan alacaklı, artık itirazın kaldırılması yoluna (m.68-68/a) yoluna başvuramaz. Fakat, ilk önce itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı, bu yolu bırakarak, mahkemede itirazın iptali davası açabilir.
İtirazın iptali davası açılmadan önce, borçlu itiraz ettiği borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu konudaki bir Yargıtay örneği de şöyledir: "İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır" (23.HD 24.2.2016, 5620/1039)
- B) İtirazın İptali Davasının Açılması
Davacı alacaklı, itirazın iptali davasında, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep eder.
İtirazın iptali davası, adli yargının görevine girer.
Görevli mahkeme, takip konusu alacağın miktarına bakılmaksızın asliye hukuk (veya ticaret) mahkemesidir (HMK m.2).
Yalnız, kira ilişkisinden doğan alacaklar ile ilgili itirazın iptali davası için görevli mahkeme sulh mahkemesidir (HMKm.4/a).
Ticari dava niteliğinde (TTK m.4) olan itirazın iptali davası için asliye ticaret mahkemesi görevlidir (TTK m5/3).
İcra takibi konusu alacak, bir özel mahkemenin (örneğin, iş mahkemesi) görevine girmekte ise, itirazın iptali davası o özel mahkemede görülür. Fakat, icra mahkemesi, itirazın iptali davası için görevli değildir.
İtirazın iptali davası için yetkili mahkeme, HMK m.6 vd. Hükümlerine göre belirlenir. Çünkü İİK, itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı koymamıştır.
Alacaklı, itirazın iptali davasını, itirazın kendisine (varsa, vekiline) tebliği (m.62/2) tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir (m.67/1). Borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça, itirazın iptali davası açılması için öngörülen bir yıllık süre işlemeye başlamaz. Fakat, alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir.
Alacaklı bir yıl içinde itirazın iptali davası açmazsa, yaptığı ilamsız takip düşer; alacaklı bu alacağı hakkında bir daha ilamsız takip yapamaz.
Ancak alacaklı, alacağı zamanaşımına uğramadıkça, genel mahkemelerde bir alacak davası açabilir (m.67/4). Alacaklı, böyle bir dava sonucunda alacağı ilam ile düşmüş olan ilamsız icra takibine devam edilmesini isteyemez; yalnız ilamlı icra takibi yapar. Bir yıllık süre geçtikten sonra açılan alacak davasını kaybeden borçlu, icra inkar tazminatına mahkum edilemez.
Bir yıl içinde itirazın iptali davası açılması ile, derdest olan ve itiraz ile durmuş olan icra takibi durmakta devam eder. Alacaklı, ancak itirazın iptali davasının kabulüne (itirazın iptaline) karar verilmesi üzerine, itiraz ile durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz isteme süresi işlemez (m.78/2).
- C) Yargılama Usulü
İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere (HMK) tabidir.
Borçlu, itirazın iptali davasına karşı cevap süresi içinde vereceği cevapta, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu, cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde, bütün savunma sebeplerini bildirebilir (HMK m.141).
Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği bir itiraz sebebini, itirazın iptali davasında da ileri sürmelidir. Aksi halde, itirazın iptali davasına bakan mahkeme, o itiraz sebebini kendiliğinden göz önüne almaz.
Alacaklı, normal bir alacak davasında olduğu gibi alacağının varlığını HMK'ya göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davacıda olup, davacı alacağının varlığını ispat etmekle yükümlüdür.
Bunun gibi, davalı borçlu da, alacaklının kanıtlamış olduğu borcu ödediğini ispat etmekle yükümlüdür.
Her iki halde de, ispat sınırını (HMK m.200/1) aşan alacak ve ödeme iddiaları tanık ile ispat edilemez.
- D) İtirazın İptali Davasının Sonuçlanması
Mahkeme, alacaklının takip konusu yaptığı alacağının mevcut olmadığı sonucuna varırsa, itirazın iptali davasının reddine karar verir. Bu ret kararının kesinleşmesi ile, alacaklının başlamış olduğu ve borçlunun itirazı le duran icra takibi iptal edilmiş sayılır.
Davanın reddi kararı ve bu kararın kesinleşmesi ile, takip konusu alacağın mevcut olmadığı kesin hüküm olarak tespit edilmiş olur. Alacaklı, borçluya karşı, aynı alacaktan dolayı, yeni bir alacak davası açamaz (HMK m.303).
Davanın reddine karar veren mahkeme, alacaklının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varırsa, borçlunun talebi üzerine alacaklıyı, borçluya asgari yüzde yirmi kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum eder (m.67/2).
Mahkeme, genel hükümlere göre yapacağı inceleme sonucunda, borçlunun borçlu olduğu kanısına varırsa, borçlunun itirazının iptaline karar verir. Bu karar sonucunda; itiraz ile durmuş olan icra takibine devam edilmesi saplanır ve borçlu icra inkar tazminatına hükmedilir.
Alacaklı, mahkemenin itirazın iptali kararını icra dairesine vererek, itiraz üzerine durmuş olan ilamsız icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Bunun için itirazın iptali davasının kesinleşmesi şart değildir.
İtirazın iptali davasının kabulü ile, ödeme emrine itiraz ettiği için mal beyanında bulunma zorunluluğu olmayan borçlu, itirazın iptali hakkındaki kararın kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır.
İtirazın iptali davası sonucunda, borçlunun haksızlığına karar verilirse; borçlu, iptaline karar verilen takip konusu alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilir.
Tazminatın %20’lik kısmı için alacaklı zarara uğradığını ispatlamak zorunda değildir. Ancak %20’yi aşan kısım için zarara uğradığını ispatlamak zorundadır.
Alacaklı %20’den daha az oranda bir talepte bulunsa bile, icra inkar tazminatının %20’den az olmayacağı emredici hükümdür. Bu nedenle daha az bir talepte bulunulsa da mahkeme %20 oranında tazminata mahkum eder.
Mahkemenin borçluyu icra inkar tazminatına (m.67/2) hükmedebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:
1-Usulüne Uygun İlamsız İcra Takibi Yapılmış Olmalıdır
Eğer ilamsız takip şikayet üzerine iptal edilmişse, mahkeme takibin iptalinden önce açılmış olan itirazın iptali davasına normal bir alacak davası olarak devam eder. Bu durumda davalı borçlu, davayı kaybetse bile icra inkar tazminatına hükmedilmez.
2-Borçlu Süresi İçinde (7 gün) Ödeme Emrine İtiraz Etmiş Olmalıdır
3-Bir Yıllık İtirazın İptali Davası Açma Süresi İçinde İtirazın İptali Davası Açılmalıdır
4- Alacaklının Açıkça İcra İnkar Tazminatını Talep Etmesi Gerekir
5- Alacaklı, Borçlunun İcra İnkar Tazminatına Hükmedilebilmesi İçin Borçlunun Kötü Niyetle İtiraz Etmiş Olduğunu İspat Etmek Zorunda Değildir
Ancak, ödeme emrine itiraz eden; borçlunun velisi, vasisi, kayyumu veya mirasçısı ise icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, bu kişilerin ödeme emrine kötü niyetle itiraz ettiklerinin ispat edilmesi gerekir.
6- Alacaklı Haklı Çıkmalı/ İtirazın İptali Davası Kabul Edilmeli/ Borçlunun İtirazı İptal Edilmeli
7-İcra İnkar Tazminatına Hükmedilebilmesi İçin Alacağın LİKİT (belirlenebilir) Olması Gerekir
Alacak likit ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit değilse, borçlu itirazında haklıdır.
8-İcra İnkar Tazminatı Hüküm Altına Alınan Alacağın Yüzde Yirmisinden Aşağı Olamaz
İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu alacak ödenirse, dava konusuz kalır. Mahkemenin , bu halde de davalı borçluyu yargılama giderleri ve icra inkar tazminatı ödemeye mahkum etmesi gerekir.
Stj. Av. Nisa Nur KURT